Dinleyin, çocuklarımızın söylediklerinin ne kadarını anlıyoruz? Çocuklar, düşüncelerini ve duygularını ifade etme konusunda biz yetişkinler gibi değildirler. Onlar, oyunlarla, rol değişimiyle ve olaylar karşısında verilen yoğun duygusal tepkileri ile kendilerini ifade ederler. Gelişim evrelerine göre verdikleri tepkiler doğrultusunda çocuklarımızı nasıl anlayacağız gelin hep birlikte bakalım.
Yaşam boyu gelişim sürecimiz devam etmektedir. Çocuklar, özellikle erken çocukluk döneminde karşılaştıkları bu yeni dünyayı tanırlar, içselleştirirler ve tüm bunları işlemleyerek yansıtırlar.
• Piaget’e göre işlem-öncesi dönemde yani 2-7 yaş arasındaki dönemde çocuklar zihinsel olarak işlem yapamazlar fakat dünyayı sembollerle ifade edebilirler, kavramlar oluşturabilirler ve akıl yürütebilirler.
• 2-4 yaş; o an orada bulunmayan nesneyi zihinsel olarak ifade edebilir fakat düşünceleri yine de ben-merkezcilik ve canlandırma ile sınırlanmıştır. Yani çocuklar karşılaştıkları olaylar karşısında ‘anne ve baba’ gibi düşünmek yerine dünyayı kendilerinin merkezinde oldukları şekilde ‘çocuk’ gibi düşünmektedirler. Bu evrede çocuklarınızın oynadıkları oyunları gözlemleyebilir ve onların iç dünyasını anlayabilirsiniz.
• 4-7 yaş; akıl yürütme ve yetişkinlere soru yağmurları ile belirgindir. Ebeveynler olarak bu yaş grubu çocukların sorularını eksiksiz ve net şekilde cevaplamak onların güven inşası için önemlidir. Bu dönem soyut döneme de geçiş olarak nitelendirilir. Bu sebeple rol oyunları kendilik ifadesi için verimli olacaktır.
Yani çocukların bizlerle olan iletişimi her yaş evresinde farklılık göstermektedir. Örneğin; yeni doğmuş bir bebek 2 yaşına gelene kadar sırasıyla; ‘cıvıldama, babıldama, jestler, ilk anlamlı kelime, kendi sesiyle seslenildiğinde ayırt edebilme, telegrafik konuşma’ şeklinde anne babalarıyla iletişim kurmaktadırlar. Golinkoff ve arkadaşları (2015) araştırmalarında, bebeklerle bebeklere yönelik konuşmanın (yani onları kelime ve ses biçiminde yansıtmanın), bebeklerin dil gelişimi için faydalı olduğunu bulmuşlardır.
Çocuğunuzun ne söylediğini anlamlandırabilmek, onun ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilmenizi sağlar. Örneğin; çocuğunuz sizi sinirlendirdiğini bile bile belli davranış kalıplarını sergiliyor olabilir. Aslında size bir şeyler anlatmak istiyor olabilir mi? Çocuğunuzun dilinin alt metnini okuyabilmelisiniz.