Kekemelik problemi yaşayan bireyler kekemelikten kurtulmak, mükemmel bir akıcılıkta konuşmak isterler. Ancak ergenlik ve yetişkinlik dönemine gelmiş kekeme bir bireyin mükemmel akıcılığı hedeflemesi hayal kırıklıklarına yol açabilir. Peki kronikleşmiş kekemeliği yüzde yüz yenemeyeceksek hedefimiz ne olmalıdır? Asıl hedefimiz kekemeliğe karşı duyarsızlaşmak ve gayretsiz konuşmak olmalıdır.
“Gayretsiz Konuşmak” Ne Anlama Gelir?
Kekeme bireyler sürekli olarak akıcı konuşabilmek için bir gayreti içerisine girmektedirler. Bu akıcı konuşma gayreti zihinsel ve fiziksel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Fiziksel Gayret: Bir kelimeyi söylerken 3 farklı kekemelik tipi ile karşılarız. Bunlar;
• Tekrarlama ( ka-ka-ka-kavanoz)
• Uzatma (ssssss-sıcak)
• Blok ( d……demir)
Kekeme bireylerde bu bulguların hepsi ya da bir tanesi mevcut olabilmektedir. Bu anlarda bazen ikincil davranışlar dediğimiz el, kol, ayak veya yüz tiklerinden yardım alırken bazen de nefesi tutma, kesik kesik sık nefesler alma, nefesi sonuna kadar verip konuşmaya çalışma gibi yöntemler ile akıcı konuşma gayreti içerisine girilmektedir. Tüm bu fiziksel zorlamalara akıcı konuşabilmek için gösterilen fiziksel gayret denilmektedir.
Zihinsel Gayret: Kekeme bireyler konuşma esnasında nerelerde kekeleyeceklerini önceden kestirip tedbirler almaya çalışırlar. Bu tedbirlerin bir çoğuna kaçınma davranışları diyebiliriz. Yani söylemekten çekindikleri bir kelime yaklaşıyorsa o kelimeyi söylemekten kaçınır ve bunu nasıl yapmaları gerektiği konusunda alternatif yollar bulmaya çalışırlar. Bu yollar genellikle;
• Eş anlamlı kelime kullanma ( örnek: ayakkabı yerine pabuç )
• Cümlenin anlamını çok fazla bozmadan cümlenin kelime yapısını değiştirip farklı şekillerde cümle kurma ( örnek: Fırından iki ekmek almamız gerekmekte fakat i harfinden korkuyoruz. Fırına gidip “bir ekmek alabilir miyim” diyoruz, fırıncı poşetine tam bir ekmek koyarken “o şimdi yetmeyecek bir tane daha ekleyelim” dedik ve sonuçta i harfini kullanmadan iki ekmek aldık.)
• Susmak (örnek: Öğretmenimiz sınıfta bir soru sordu ve biz bu sorunun cevabını biliyoruz. Tam parmak kaldırmaya hazırlanırken beynimizin içinden bir ses gelir, “Saçmalama ne gerek var, kalkıp konuşamayacaksın” der. Parmak kaldırmaktan vazgeçip susarız. Aynı örneğin bir diğer şekli ise şöyledir; Bu defa öğretmen bizi kaldırmıştır, bir soru sormuştur ve biz sorunun yanıtını çok iyi biliyoruzdur. Ancak o ses yine gelir kulağımıza fısıldar “ 40 kişi önünde nasıl konuşacaksın sakın bir çılgınlık yapma” der. Öğretmene “Bilmiyorum” der susar ve yerimize otururuz.)
• Kelime başına yardımcı sesler ya da yardımcı kelimeler koyma (örnek: kitap kelimesini söyleyemeyeceğimizi hissettiğimzde kelimenin başına bu, şu, o, kalın, ince, sarı, mavi, ıııı, şey, işte, yani gibi kelimeler ekledikten sonra kitap kelimesini kullanma)
• Kelimeyi hatırlamıyormuş gibi davranıp ip uçları ile o kelimeyi başkasına söyletme (sonrasında zorlanılan o kelime rahatlıkla kullanılabilir)
Yukarıda anlatılan tüm bu örneklere kaçınma davranışı denir. Bu davranışlar zihni oldukça meşgul ettikleri için bu düşüncelere akıcı konuşabilmek için zihinsel gayret denilmektedir.
Sonuç olarak kekemelikten kaçmak için uygulanılan tüm bu fiziksel ve zihinsel gayretten kurtulmaya gayretsiz konuşma denilmektedir.