Dil ve konuşma kavramları her ne kadar benzer olsa da ayrı anlamlara gelmektedir. Dil, iletişim kurmak adına kullanılan kurallı bir sistem bütünü olarak ifade edilirken, konuşma bahsedilen sistemde iletilecek olan duygu ve düşüncenin gerekli organlar ile fiziksel olarak ifade edilmesini içerir. Çocuklarda konuşma üretimi; agulama, babıldama (ba-ba-ba vb.), gülme, farklı sesler çıkarma gibi davranışlar ile başlar. Bu sürecin ardından 12 ay civarında anlamlı olan kelimeler dökülmeye başlar. 18 ay civarında çocuğun konuşma gelişiminde kısa süreler içerisinde büyük farklar gözlemek mümkün olmaktadır. Bu dönemde yaşanan süreç ise sözcük patlaması olarak adlandırılabilmektedir. Bu süreci takiben 2,5 yaş civarında 2-3 kelimelik cümleler kurmaya başlayarak konuşma gelişimi devam eder. Bu basamaklardan bir ya da birden fazlasında ortaya çıkan sapmalar uzmanlarca değerlendirilmektedir. Bu sapmalar sonucunda konuşma gelişiminde bazı gerilikler gözlenebilmektedir. Konuşmanın gelişimindeki gecikme; nörolojik, genetik, duyusal, psikiyatrik sebeplerle görülebildiği gibi bazen de nedeni tam anlamıyla bilinmeyen bir biçimde ortaya çıkabilmektedir.
Konuşma gelişiminde ailenin rolü tüm gelişim alanlarında olduğu gibi elzemdir. Konuşma gelişiminde taklit yolu ile çocuğun tekrar etmesi ve çocuğun çıkardığı seslerin de ailece tekrar edilmesi sonucu ortaya çıkan karşılıklı bir etkileşim konuşmanın gelişimindeki ilk basamaklardandır. Burada çocukla kurulan göz teması, duygusal ve fiziksel yakınlık, gösterilen ilgi önemli unsurlardır.
Dil ve konuşma edinimi esnasında önemli bir diğer faktör ise çocuğun yaşına uygun uyaranlar ile karşılaşmasıdır. 3 yaşından önce çocuklara uygun olmayan uyaranlar olarak tablet, telefon, televizyon üçlüsüne yoğun biçimde maruz kalmaları dil ve konuşma gelişimi üzerinde olumsuz nitelikte etkilere sebep olabilmektedir. Tek taraflı uyarana maruz kalmak süreci etkilemektedir. Bunun yanı sıra bazı çocuklar ise yetersiz uyarana (oyuncak, etkinlik, sosyal etkileşim vb.) maruz kaldığından dolayı gelişimsel anlamda sağlıklı ilerlemeleri sekteye uğrayabilmektedir. Çocuğun sağlıklı gelişimini desteklemek adına aile içi iletişim ve etkileşimin güçlendirilmesi, çocuğun yaşına uygun somut materyaller ve sosyal ilişkiler ile karşılaşması önemli işlev görmektedir.
Bahsedildiği üzere çocukların sözcük dağarcığı 2,5 yaş itibariyle hızlı bir gelişim göstermektedir. Eğer çocuğunuz 3 yaşına gelmiş ve konuşurken ‘anne’, ‘baba’ gibi birkaç
sözcük kullanıyorsa, kendini ifade etmekte zorlanıyorsa, bunun yerine işaretlerle, beden dili ile anlaşmaya çalışıyorsa bir uzmandan yardım alınması gerekmektedir.
-Kelime dağarcıkları sınırlıdır.
-İletişim kurmaya karşı isteksizlik gözlenebilir.
-Anlamsız bazı sesler çıkarabilirler.
-Salya problemleri olabilir.
-Çevreden gelen seslere, konuşmalara karşı ilgisiz olabilirler.
-Uyum sağlamada zorlanma, hırçın davranışlar sergileyebilirler.
- Dikkat süreleri kısa olabilir, konsantrasyon açısından dağınık olabilirler.
-Öğrendikleri bilgiyi aktarmakta zorlanabilirler.
-Kavramları öğrenmeleri uzun süre alabilir.
Terapi süresi sorunun nedenine bağlı olarak değişebilmektedir. Gecikmiş dil ve konuşması olan çocuk değerlendirildikten sonra uygun bir terapi programı hazırlanarak çalışılır ve aileye de bu konuda rehber olunur.
Ezgi Sultan Kaya - Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı
Melike Ak - Uzman Psikolog ve Aile Danışmanı