Konuşmanın ritminde ve akıcılığında kesintiler, uzatmalar ve bloklarla meydana gelen bir bozukluktur.
Amerikan Psikiyatri Birliği’ne (DSM-IV-TR, 2000) göre, kekemeliğin temel özelliği bireyin konuşmasının akıcılık ve zamanlama yönünden yaşına uygun olmayan biçimde bozukluk göstermesidir. Kekemelik için bazı tanı ölçütleri belirlenmiştir:
A. Konuşmanın olağan akıcılığında ve zaman örüntüsünde aşağıda belirtilenlerden en az birinin görülmesi :
(1) ses ve hece tekrarları
(2) ses uzatmaları
(3) işitilebilir ya da sessiz bloklar
(4) sözcüklerin yarım bırakılması (örn. sözcük içinde duraklama)
(5) ses, hece, sözcük eklemeler
(6) kaçınma davranışları (sorunlu sözcüklerden kaçınmak için başka sözcükler kullanma)
(7) sözcükleri aşırı fiziksel gerginlikle üretme
B. Konuşma akıcılığındaki sorun akademik, mesleki ya da toplumsal iletişimini olumsuz yönde etkilemesi
C. Konuşmayla ilişkili motor ya da duyusal bozukluk ya da çevre yoksunluğunun görülmesi
Kekemeliğin Evreleri
Bloodstein (1960) okul öncesi, okul çağı ve yetişkinlik dönemini kapsayan bir şema önermiştir. Okul öncesi dönemle ilişkilendirilen 1. evrede çocuğun takılmaları düzensizdir. Bu takılmalar genellikle kelime başlarında sözcük ve hece tekrarlamaları olarak görülmektedir. İlkokul dönemiyle ilişkilendirilen 2. evrede ise kekemelik daha kronik hale gelmektedir. Takılmalar konuşmanın büyük bir kısmını kapsamaktadır, fakat bu durum çocuğu fazla rahatsız etmemektedir. Geç çocukluk ve erken ergenlik dönemini kapsayan 3. evrede kekemelik değişkenlik göstermeye başlar. Kekeleyen çocuk belirli ses ve sözcüklerde diğerlerinden daha fazla zorlandığını fark eder. Bu durum belirli sözcükleri söylemekten kaçınmasına ve bunların yerine daha kolay sözcükler kullanmasına neden olabilmektedir. Geç ergenlik ve yetişkinlik dönemini içeren 4. evrede kekeme birey seslerden, sözcüklerden ve durumlardan korkmakta, sıklıkla sözcük değiştirmeleri yapmakta, konuşmadan kaçınmaktadır. Kekeme olan tüm bireylerin sonunda 4. evreye geçme durumu yoktur.
Cooper (1993), kekemeliğin gelişimi ile ilgili gelişimsel, tedavi edilebilir ve kronik kekemelik olmak üzere üç alt-tür önermiştir. Gelişimsel kekemelik: 7 yaşın altındaki her beş kekeleyen çocuktan ikisinde gelişimsel kekemelik görülmektedir. Gelişimsel kekemelik görülen çocuklar terapi almadan iyileşme gösterebilmektedirler. Tedavi edilebilir kekemelik: 7 yaşın üstedeki her üç kekeleyen bireyden ikisinde tedavi edilebilir kekemelik görülmektedir. Bu bireyler bir uzman yardımıyla ve destekleyici bir çevreyle normal akıcılığı yakalamayı başarabilmektedir. Tekrarlayan kronik kekemelik: Normal gelişimsel akıcısızlığın yanında akıcılık problemleri olan kekeme olarak adlandırılan her beş bireyden birinde tekrarlayan kronik kekemelik görülmektedir. Bu bireyler için kabul edilebilir düzeyde bir akıcılığı yakalamak ve sürdürmek, yaşam boyu mücadele anlamına gelmektedir. Guitar (2006) kekemelik gelişimini normal akıcısızlık, sınırda kekemelik, başlangıç kekemelik, orta düzeyde kekemelik, ileri düzeyde kekemelik olarak sınıflandırmıştır. Bu sınıflandırmaya göre akıcılığı korumak için neler yapılması gerektiğinden de bahsetmiştir.
1. Normal Akıcısızlık
Çocuklar iletişim kurmayı öğrendikçe akıcısızlık durumları da değişebilmektedir. Çocukların kendi akıcısızlık derecelerinde geriye dönüşler ve ilerlemeler görülebilmektedir. Normal akıcısızlığın en büyük ayırt edici özellikleri; çocuğun yaşıyla bağlantılı olarak akıcısızlığın miktarı, tekrarlamalar ve eklemelerin sayısı ve akıcısızlığın türü olarak belirtilmektedir. 2-5 yaş arasında dil ve konuşma gelişiminin çok hızlı olduğu evrede birçok çocuk akıcısızlık dönemlerinden geçmektedir. Tekrarlamalar, eklemeler, düzeltmeler, uzatmalar ve duraklamalar genellikle bu dönemde görülmektedir. Çocuk 2-3,5 yaşlarındayken akıcısızlıklar 100 sözcükte 7 oranına ulaşmakta ve normal akıcısızlığı olan bazı çocuklarda daha sık bile görülebilmektedir.
2. Sınırda Kekemelik
Sınırda kekemeliğin en belirgin özellikleri; 100 sözcükte 10’dan daha fazla akıcısızlık görülmesi, 2 birimden daha fazla tekrarlama yapılması, tekrarlama ve uzatmaların sık görülmesi, akıcısızlıkların gevşek ve rahat olması, çocuğun kendi akıcısızlıklarına karşı nadiren tepki göstermesidir. Sınırda kekemeliği olan birçok çocuk, ailesi tarafından yapılan çevresel değişiklikler sonrasında akıcı konuşmayı başarabilmektedir. Birçoğu terapiyi ilerletmeden akıcılığı korumaktadır. Yine de, terapi sonlandırıldıktan sonra klinisyenin geriye dönüşü engellemek adına aile ile görüşmelere devam etmesi oldukça önemlidir.
3. Başlangıç Kekemelik
Kekemelik devam etmesiyle sınırda kekemeliği olan bir çocuk çoğunlukla tekrarlamalar sırasında kas gerilimi göstermekte ve konuşma hızını artırmaya başlamaktadır. Başlangıç kekemeliğin en belirgin özellikleri; kas geriliminin görülmesi, konuşmanın hızlanması, tekrarlamaların hızlı ve düzensiz olması, tekrarlamanın ya da uzatmanın sonuna doğru ses tonunun yükselmesi, bazen ikincil davranışların (göz kırpma, kafa sallama, el çırpma vb.) görülmesi, zorluğun farkına varma ve engellenme hissinin ortaya çıkması olarak belirtilmektedir.Başlangıç kekemelikte etkili terapi alan çocukların büyük bir kısmı kendiliğinden oluşan normal akıcılığı kazanmaktadır. Sistematik olarak çocuk ve ailesiyle görüşmelerin azaltılması akıcılığın korunması için büyük önem taşımaktadır. Terapi sonunda akıcılık başarıldığı zaman, ailenin akıcılığı koruma programına katılmaması durumunda, kekemeliğin yeniden başlayabilir. Bu nedenle görüşmeler azaldıkça klinisyen ve aile veri toplamaya devam etmelidirler.
4. Orta Düzeyde Kekemelik
Orta düzeyde kekemelikte görülen en belirgin özellikler kişinin konuşmasında blokların daha sık görülmesi, tekrarlamaların ve uzatmaların olması, blokları sonlandırmak için kaçınma davranışlarının kullanılması, kişini zorlanacağı durumları tahmin edip bunlardan kaçınması, takılmadan önce korku, takılma boyunca sıkıntı ve takılmadan sonra utanç yaşamasıdır. Birçok orta düzeyde kekeme birey için hedef kabul edilebilir kekemeliktir. Orta düzeyde kekemeliği olan bir birey terapi resmen sonlandırıldıktan sonra akıcılığı korumak için klinisyenle görüşmelere devam etmelidir. Terapinin bu sürecinde kekeme birey genellikle akıcı konuşuyor olacaktır. Eğer süreç iyi giderse, 2 yıl boyunca kontrollerin ilk olarak aylık, sonra iki ayda bir ve son olarak da bir okul döneminde bir kontrol olarak gerçekleştirilmesi tavsiye edilmektedir. Bu kontrollerde bireyin akıcılığında gerileme gözlenirse tekrar terapiye kaydedilmesi önerilmektedir.
5. İleri Düzeyde Kekemelik
İleri düzey kekemelikte çekirdek davranışlar, belirgin olarak sesin ve hareketin kesildiği bloklardır. Bloklar titremeler ile birleşik olabilir. Bloklar dışında tekrarlamalar ve uzatmalar da görülür. Gerilim ve kaçınma davranışlarıyla birlikte kekemeliğin iyice yerleşmiş olduğu görülmektedir. Sosyal ilişkiler olumsuz yönde etkilenmektedir. İleri düzeyde kekemeliği olan bireyler terapiden sonra, birkaç ay süren kendiliğinden akıcılık dönemlerine sahip olabilmektedirler, ancak bazı durumlarda kekemeliğin geri döndüğü gözlenmektedir. Bu durumda üç seçenek önerilmektedir. İlk seçenekte, bireyden kontrollü akıcılığı başarmak için akıcılık becerilerini uygulaması istenmektedir. İkinci seçenekte kekeleyeceği sırada kişiden kekemeliğin hafif-kolay biçimlerini üretmek için rahatlatıcı kullanım becerilerini uygulaması ve hissetmesi istenmektedir. Üçüncü seçenekte ise bireyden akıcı konuşmak için çaba harcamak istemediği anda, hafif-kabul edilebilir kekemelik becerilerini uygulaması istenmektedir. Böylece kişi takıldığı zaman rahatsızlık hissetmeyecek, konuşmaktan ve iletişim kurmaktan kaçınmayacaktır.